Friday, March 28, 2014

havlu kıyısı yapılışı

Merhabalar degerli web sitesi takipçilerimiz. Simdiki makalemiz havlu kıyısı yapılışı.





HALKALI HAVLU KENARI YAPILIŞI


Küçük halka kullanıyoruz dörder zincir çekilip batıyoruz üç tana doldurunca üç zincir çekip diğer halkaya geçiliyor


HAVLU KENARININ TAMAMLANMIŞ HALİ


 İç kısmını tamamlayınca uç kısmına tutturup dış kısmı yapılıyor


havlu kiyisi yapilisi 1havlu kiyisi yapilisi 2


 Yine aynı şekilde içi tamamlayıp resme bakarak batılacak yeri görebilirsiniz daha sonra dönüp yine dış kısmını yapıyoruz bu şekilde on tane olacak


havlu kiyisi yapilisi 3



havlu kiyisi yapilisi 4



havlu kiyisi yapilisi 5


 On taneyi tamamlayınca kalan kısımlarıda dolduruyoruz


havlu kiyisi yapilisi 6


 İçine yine küçük halka kullıyoruz 7 zincir iç kısmına bat 10 tane doldur


havlu kiyisi yapilisi 7




Bu yazi ile alakali daha cok yazi gorebileceginiz onerecegimiz bir web kaynagi : fiyonklu dantel yapılışı

Tuesday, March 25, 2014

etamin seccade şemaları

Merhaba degerli web sitesi takipçilerimiz. Bugunku yazimiz etamin seccade şemaları.

Hosunuza gidebilecek diger yazilar : kanavice ornekleri cicek

Tuesday, March 18, 2014

genç kız yelekleri anlatımlı

Merhabalar degerli site takipçilerimiz. Yogun istek aldigimiz icin sizlere bugün genç kız yelekleri anlatımlı makalesini paylasmaya karar verdik.

Merhabalar degerli site okurlarimiz. Simdiki konumuz örgü bayan yeleği anlatımlı.



















örgü yelek modeli açıklamalı,örgü yelek anlatımlı - kartopuyumagi

genc kiz yelekleri anlatimli 1

örgü yelek modeli açıklamalı,örgü yelek anlatımlı - kartopuyumagi



Devamı için tıklayın... »










Tığ işi bayan yelek modelinin resimlerle yapılışı | Marifetane

genc kiz yelekleri anlatimli 2

Tığ işi bayan yelek modelinin resimlerle yapılışı | Marifetane

Devamı için tıklayın... »












anlatımlı bebek yeleği,açıklamalı bebek yeleği,örgü bebek yeleği

genc kiz yelekleri anlatimli 3

anlatımlı bebek yeleği,açıklamalı bebek yeleği,örgü bebek yeleği

Devamı için tıklayın... »




Friday, March 14, 2014

AYIN RÖPORTAJI : PAPATYA PRENSES




Blog dünyasını keşfettiğim yıllarda en çok sayfasını ziyaret ettiğim,bu alemi bana sevdiren,ne özenli insanlar var dediğim Papatya prenses yakından tanıma fırsatı bulduktan sonra, kendisine hem sevgimin hem hayranlığımın arttığı insan,tanıyanı çoktur aslında, ben bu güzel yürekli insanı yakından tanıyın istedim,güzel bir röportaj gerçekleştirdik beni kırmayıp tüm içtenliği ile verdiği cevaplar için çok teşekkür ederim.

Keyifli okumalar.



Papatya Prenses kimdir?


Şubat doğumlu olmasına rağmen en çok ilk ve sonbahar mevsimlerini seven, ailesinin huysuz ama tatlı bir tanecik kızı, kardeşinin bazen çok didişse de anaç yapılı ablası..


Tipik kova burcu, duygularını uçlarda yaşayan, hassas, sadık.. Farklı alanlarda hobileri olan, boş durmayı sevmeyen, kitap düşkünü, kedilere, kuşlara, kelebeklere bayılan, tüm çiçekleri ama en çok papatyaları seven, yalnızlıktan hoşlanıyor gibi görünse de, tüm sevdikleri hep gözünün önünde mutlu mesut yaşasın isteyen, bir günde dört mevsimi yaşayacak duygu fırtınaları bol, İstanbullu ve İstanbul’da yaşayan, fotoğraf çekmeyi çok seven, pişirdiklerini sevdiklerine yedirme tutkusu olan, bu sorulara cevap verdikten sonra “şunu da yazsaydım keşke” deme kapasitesine de sahip olan bir kız…


Blog sahibi olma fikri ilk nasıl oluştu sizin blogunuzu diğerlerinden ayıran fark nedir?


Hali hazırda evde değişik tarifler deneyen, özellikle pasta ve hamur işine ilgisi olan biriydim. Şuan blog yazmayı bırakan ama yıllar önce benim severek takip ettiğim bir site sayesinde, bende de blog fikri oluştu. Klasik bir şekilde, blogcu ile başlayıp, blogspota geçip, en sonunda kendi alanıma kavuştum.


Beni diğer “yemek” bloglarından ayıran şey, sadece tarif yazmıyor olmam. Gittiğim gezileri, beğendiğim mekanları, yaptığım el işlerini paylaşıyor, zaman zaman dini içerikli ve güncel hayata dair yazılar yazıyorum.






ayin roportaji papatya prenses 1


Facebook ta papatya prensesin dükkanı 'nın sahibi 





Sitenizde birbirinden şık davet sofraları var. Günümüzde çoğu kadının yemek yapası bile yokken siz bu enerjiyi nereden buluyorsunuz?


Biz ailece misafir ağırlamayı çok seviyoruz. Misafir geldi mi değil, gitti mi üzülürüz diye bir düsturumuz vardır. Misafir evin bereketidir. Büyüklerimizden gördüğümüzde, misafire özel davranılması gerektiğidir.


Böyle yetiştiğim için de sofralarım her gün biraz daha özenli hale geliyor.  Kahvaltı sofrası hazırlamaya özellikle bayılıyorum ama çay ve iftar sofraları da vazgeçilmezim. Özellikle konsept uygulamak benim için bir tutku haline dönüştü. O sofralara oturan ailem ve sevdiklerimin yüzlerindeki mutluluğu, bazen hayreti görmeyi çok seviyorum. Onlardan gelen tepkiler de enerjimi sürekli tazeliyor.














ayin roportaji papatya prenses 2















Sunumlarınız çok şık tabak, bardak, servisler bir hayli bütçe ayırıyor olmalısınız nerelerden alışveriş yapıyorsunuz?


Bu soru son dönemin gözde sorusu oldu benim için. Özellikle önce beni takip etmeye başlayıp, sonra bir şekilde tanışanların neredeyse ismimden önce sordukları ilk soru  J


Zücaciye alışverişi bizde genetik. 76 yaşındaki ananem bile ona yeni mutfak eşyası aldığımız zaman mutlu oluyor.  Babam bana doğum günümde çatal bıçak takımı alabiliyor, sair zamanda gözüne şık gelip beğeneceğimi düşündüğü iki üç çini kâseyle eve geliyor.


Ben blog hayatına başlamamışken, insanlar peçete halkasını “yemekteyiz” programından öğrenmeden öncesinden beri, soframızda peçeteliğimiz de vardı, evimizde bol tabak bardağımızda.


Son dönemlerde ipin ucunu biraz kaçırdım sadece. Önce gözüme hoş görünsün, sonrasında ise beni takip edenler aynı şeyleri görmesin diye zaman zaman yeni şeyler alıyorum. Ama bu sanılanın aksine büyük bütçeler sayesinde olmuyor. Bunun için illaki çok lüks mağazalardan alışveriş yapmaya da gerek yok. Bazen köşedeki bir milyoncudan o şatafatlı mağazalarda bulamayacağınız güzellikle parçalar bulabilirsiniz. Önemli olan bakmakla görmek arasında fark ve indirimleri kollamak. Sözün özü beni herhangi bir AVM min Paşabahçe, Esse, Tantitoni, Bernardo mağazasında görebileceğiniz gibi, burun kıvrılan o bir milyonculardan alışveriş yaparken görebilirsiniz.


Bir de bu mutfak eşyası yığınıma, bir katkıyı eve gelen misafirlerimiz de yapıyor. Beni düşürüp aldıkları bir tek tabak bile benim için çok kıymetli.


  Uzun senelerdir yazıyorsunuz blog size para kazandırıyor mu?


Hayır kazandırmıyor.


Dünya mutfağı ile aranız nasıl? Beğenerek takip ettiğiniz yabancı bloglar veya şefler var mı?


Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeyen, değil Dünya mutfağı, yurdumun başka yöre mutfaklarına bile pek sıcak bakmayan bir ailede yetiştim. Bu sebeple değişik tatlara önyargıyla yaklaşıyorum. Buna rağmen, katıldığım workshoplar sayesinde dünya mutfaklarından değişik tarifler deneme imkânım oldu. Evde de damak zevkimize uyan dünya mutfağından tarifler deniyorum. Son dönemlerde önyargımı üzerimden atıp, farklı şeyler deneme eğilimindeyim.


Özellikle takip ettiğim yabanca blog yok. Onların tariflerinden çok farklı sunumları ilgimi çekiyor ve çoğunu kendi tariflerime uyguluyorum.



Jamie Oliver ve Rudolph Van Veen ‘i rast geldiğinde mutlaka izlerim.







Türk bloggerları ile alakalı ne düşünüyorsunuz?


Bloguna özen gösteren, ilk başladığı günde kalmayan, sürekli kendine geliştiren, bize bir şeyler veren blogları seviyorum. Ama arkadaşından, akrabasından görüp blog açan, özensiz, birkaç ay sonra bu işi bırakacak olanlar için iyi düşünmüyorum.


Çok güzel peçete halkaları, keçeden amerikan servisler, kapı süsleri hediyelikler hazırlıyorsunuz nasıl gidiyor satışlarınız?


Ooo kazandığım paralar buradan sizin köye yol olur :) demek isterdim. Facebook da kendi yemek sayfamın haricinde bu işleri sergilediğim ikinci sayfa olan Papatya Prenses’in Dükkanını açtığımda, gerçekten bu işten para kazandığımı, hatta dükkan açtığımı zannedenler olmuştu. Lakin öyle bir şey söz konusu değil. Yaptıklarımın çok büyük bir kısmını hediye götürüyorum gittiğim yerlere. Bir kısmını zaten kendim için yapıyorum. Kalan %1 kısmı satarsam da seviniyorum.














ayin roportaji papatya prenses 3











 Bugüne kadar blog aleminde sizi üzen yada çok şaşırtan bir olay oldu mu?


Olmaz mı hiç.. Sorulara cevap vermeye başlamadan önce 2009 yılında Elmalı Turta’nın benimle yaptığı röportaja bir göz attım da, kimler gelmiş kimler geçmiş hayatımdan dedim. Üzen, şaşırtan, mutlu eden neler yaşadım ve yaşamaya devam ediyorum. Ayrıntılara cevap vermek istemiyorum.



Facebook sayfanızda sizi onbinler takip ediyor. Son dönemde popüler olan instagram ve benzeri siteler için neler düşünüyorsunuz?


Tüketim toplumu olduk çıktık. Sosyal medyayı bile deli gibi tüketiyoruz. Eskiden sadece bloggerlar değil, takipçiler de tariflerimizi/ yazılarımızı okur ve yorum yazardı. Şimdi bırakın takipçileri sürekli aynı durumdan şikayet eden bloggerlar bile birbirine yorum yazmaz oldu. Facebookda beğen tuşuna basıp geçmek, instagramda takip etmek daha kolayına geliyor insanların.


Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır, atasözünün geçek olacağı günü bekliyorum. Evet ben de sosyal medyanın bir çok mecrasında varım,olmayada devam edeceğim ama benim yuvam bloğum.






Gelecekte blogunuz nerede olsun istersiniz?


Tariflerimi deneyip, beğendiğini benden esirgemeyen insanların çoğaldığı, daha fazla takipçiye ulaştığım güzel yerlerde olsun isterim.


Markaların popülariteye değil, işin düzgün yapılmasına önem verildiği günlerde, güzel çalışmalara imza atmak isterim.







Wednesday, March 12, 2014

CINTAKU 100% - NOZI DANISYA





cintaku 100 nozi danisya 1


CINTAKU 100% -  NOZI DANISYA | Novel ini mengisahkan mengenai Cassandra seorang gadis free thinker (tidak beragama), didatangi mimpi aneh berulang kali, dan dalam pencarian mengetahui maksud sebenar mimpi itu, dia menemui seorang wanita muslim bernama Soleha yang bijak memperkenalkannya dengan agama islam. Tanpa paksaan, dan dengan rela hati dia mendalami agama islam, yang dirasakannya sebagai agama yang sangat memikat hatinya. Dalam diam juga dia jatuh hati dengan seorang lelaki islam, yang rupanya kebetulan juga merupakan suami Soleha.

Dugaan hidup Soleha, yang menghidap penyakit serius, membuatkan Soleha dengan rela hati melamar Cassandra sebagai isteri kedua suami sendiri. Baginya, tidak ada wanita yang lebih sesuai buat suaminya melainkan Cassandra. Ya, Cassandra benar-benar terpikat dengan lelaki itu, namun perjalanan hidupnya menjadi isteri kedua dan seorang wanita muslim, bukannya mudah, apatah lagi keluarganya menentang penghijrahan itu. Malah cinta si suami buat isteri pertama begitu utuh. Mampukah Cassandra menghadapi dugaan ini, dan meraih cinta si suami?







Tajuk : Cintaku 100%


Penulis : Nozi Danisya


Halaman : 470 muka surat


Harga : RM20/RM23



.

yastık danteli modelleri



ara danteli ile birlikte güzel bir yastık danteli modelleri yolluyorum sizlere.çeyizlerinizi hazırlarken bir fikir verebileceğine inanıyorum.Arzu hanımın ellerine sağlık teşekkürler.



yastik danteli modelleri 1



yastik danteli modelleri 2



yastik danteli modelleri 3



yastik danteli modelleri 4
yastık danteli modelleri

Monday, March 10, 2014

FRAMBUAZLI PASTA



frambuazli pasta 1








frambuazli pasta 2
 


frambuazli pasta 3


frambuazli pasta 4bu pastayı  


sevgili  arkadaşım  EMEL de yemiştim  harika bir lezzet hemen denedim ama bloğa koymadığımı anca farkettim
MALZEMELER

 4 yumurta

1,5 su bardağı un

yarım çay bardağı sıvı yağ

yarım çay bardağı  yoğurt

yarım çay bardağı portakal suyu

kabartma tozu

vanilya

2 kaşık kakao

1 portakal kabuğu rendesi

KREMA  

1 Paket hindistan cevizli puding

1 paket krem şanti

1 kutu krema

süt  

YAPILIŞI

Kremayı yapmak için tüm malzemeyi çırpma kabına koyup iyice çırpıyoruz, bu arada akışkan biir kıvamda olması için kontrollü olarak süt ekliyoruz kremamız hazır.

Kek için oda ısısndaki yumurtalar şeker ile çırpılacak diğer malzemeler eklenip 22 cm altına pişirme kağıdı kesilmiş kalıpta 170 derecede 30 dk kadar pişirilecek.

Kalıptan çıkarılıp soğutulduktan sonra 3 pata ayrılacak  aralara krema ve frambuaz konduktan sonra en üzerine kalan krema akacak şekilde dökülecek koyulaşmışsa biraz sütle açabilirsiniz, servis yaparken pişmaniye le süsleyebilirsiniz.


Friday, March 7, 2014

İnternete Sansür













internete sansur 1

degirmendenmektupvar






Merhabalar.



Kamuoyunda tartışılan ve "internete sansür" olarak yorumlanan tartışmalı internet yasası TBMM'de kabul edildi. Bizleri de doğrudan ilgilendiren söz konusu yasa ile ilgili kısa detayları siz Blogdaşlarımla paylaşmak istiyorum.








  • YASAKLAR:

Özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayın, resim ve videolar ile hakaret içeren her türlü içeriğe yasak getirilmiştir.



  • İZLEME:

Erişim sağlayıcılar Birliği, abonelerin internet trafiği bilgilerini 2 yıl boyunca tutacak. Böylece adı geçen birlik, Türkiye'deki 30-35 milyon arasındaki internet abonesinin internette hangi sitelere girip çıktığını tespit etmiş olacak.



  • ERİŞİM SAĞLAYICILAR BİRLİĞİ:

Daha önce erişimin engellenmesi konusunda mahkemeye başvuruluyordu. Artık içeriğin uygunluğuna ilişkin itirazlar, Erişim Sağlayıcılar Birliği'ne yapılacak. Bu birlik tüm mobil ve sabit internet servis sağlayıcı şirketlerinin çatı örgütü olacakmış.



  • ENGELLEME:

İnternet sitesi yerine internet sayfaları erişimi engellenebilecek. Yani, "uygunsuz" bulunan bir tweet veya YouTube videosu engellenebilecekmiş.



  • 4 SAAT OLAYI:

Siteler herhangi bir mahkeme kararı olmadan TİB ve Ulaştırma Bakanlığı'nın emriyle 4 saat içinde kapatılabilecekmiş.



  • IP ENGELENNECEK:

Engellemeler artık IP adresi üzerinden yapılacakmış. Bu yüzden "DNS" numarası veya "VPN" servisi kullanmak işe yaramayacakmış.Bir başka deyişle arka kapılardan bile girilemeyecekmiş.



  • ENGEL KALDIRMA:

TİB ve Bakanlık tarafından engellenen internet içeriklerinin kaldırılabilmesi için site sahiplerinin veya kullanıcıların yargıya gitmesi gerekecek. Yani mahkemelerin engellenen içeriği suçsuz bulması sonucunda yasak kaldırılabilecekmiş.



  • PARA CEZASI:

Hakimler 24 saat içinde sansür kararı verebilecek. "Zararlı" içerik kaldırılmazsa, 500-1000 TL arası günlük para cezası kesilecekmiş.
                   Duyurulur.

Selam ve dualarımla.

Recep Altun



Monday, March 3, 2014

MÜZİK ÖZGÜRLÜKTÜR




Ay evet.. Müzik gerçekten de özgürlük. İş yaparken mırıldanmak bile özgürleştiriyor insanı. Gerçi şimdilerde gençliğimdeki gibi yüksek sesli pop müzik filan dinleyemiyorum ama her çağda insana hitap eden melodiler mutlaka var.

Annem bana dut gövdesinden yekpare kesilmiş mükemmel bir divan sazı almıştı. Tıngır mıngır çalıp söylerdim türküleri. Sonra çocuklarıma bakan bir hatun düşürüp kırdı onu. Tamir edilemedi bir daha. Çünkü sazın gövdesi yekpare idi. Nefis de bir sesi vardı.


muzik ozgurluktur 1


Hay Allah. Geçmişe gidiverdim yine. Sonra bir daha saz almadım elime yıllardır. Şimdi de alamam Çok pahalı mübarek. Hem alsam bile parmak eklemlerim eskisi gibi hareket edemez artık. Sil baştan başlamam gerek. Neyse ya... Gevezelendim. Dır dır dır konuşacağıma sadede gelsem iyi olacak.

Sehpalarımı yenilemiştim ya. Burada. Bi de burada. Beyaza boyayıp az biraz eskitmiştim. Sadece bir tanesine elim değip de dekupaj yapamamıştım. Sonunda tamamladım. Bütün bu muhabbet onun için anlayacağınız. Çünkü müzik notalarıyla süsledim onu. Şimdi de tepsisini yapmalıyım. Takım takım olsun. Hatta bardak altlarını da yapsam pek güzel olur. Ne dersiniz?


muzik ozgurluktur 2


Nasıl bir duygu bu hobi uğraşları... İnsan düşünürken ayrı heyecan duyuyor, yaparken ayrı, bittiğinde apayrı...  Çooook uzun bir aradan sonra hobilerime kavuştum galiba. Bu da ruh sağlığımın yerine geldiğinin kanıtı bence.


muzik ozgurluktur 3



muzik ozgurluktur 4


muzik ozgurluktur 5

Saturday, March 1, 2014

Elini - Dilini - Beynini Korkak Alıştırma


Tuhaf bir dünyanın içerisindeyiz.

Ben; yazan, yorumlayan , paylaşan

Sen ; beni okuyan , izleyen ,yorumlayan.

Blog yazmak suya yazı yazmak gibi...

Yazıyı "Yayınla" ya bastığınızda sudaki hareleri izliyorsunuz köşeye çekilip.

Okuyanlar fikirlerini belirtsinler, gerekirse saçmalıyorsun desinler istiyorsun.

Twitter kadınlar matinesi gibi çoğunlukla , çok keyifli sohbetler ediyor

Dertlerimizi paylaşıyoruz.

Deneyimleri iletiyoruz vs

İnstagram başka bir dünya

Hayatımıza girdiğinden beri daha değişti her şey

Daha özel anlarımıza tanıklık eder olduk.

Anımızı paylaşır olduk ama tembelleşmekten de kendimizi alamadık.

Son günlerde dikkat ediyorum ,

O iki tıkla ekranda beliren kalp var ya işte o kalp aramıza mesafeler koydu.

İki tık yaptık geçtik

İki Tık yaptık geçtik

Yorum yapmanın güzelliğini , iletişim kurmanın hazzını unuttuk.


elini dilini beynini korkak alistirma 1


Bu alışkanlık tüm sosyal medya hesaplarımızda alışkanlık oldu ve fark ettim ki öylece okuyup geçiyoruz.

Bakıp geçiyoruz

İki tık yapıp geçiyoruz.

Halbuki düşündüklerimiz değil miydi bizi tanıştıran , arkadaş olmamızı sağlayan ?

Demem o ki ey okuyucu , izleyici ,takip edici , eş ,dost her kimsen ;


Sen yorum yapsan da yapmasan da ben yazmaya devam edeceğim ama yorum yapsan da fena olmaz hani ... 
Elinizi , beyninizi korkak alıştırmayın yorum yapın , eleştirin ...  

DİPNOT:  Size yapılan yorumlara da bir zahmet cevap verin...